4 Aralık 2015 Cuma

Kötü

 Botuyla bastığı toprak iyice yumuşamıştı. Neredeyse içinden kan fışkıracak kadar insan kanıyla sulanmıştı. Barut kokusu burnundan hiç ayrılmamıştı.

 Etrafına baktığında parçalanmış insan vücutlarını, kopmuş elleri, kolları ve bacakları, askerlerin midelerinden sarkmış bağırsakları, parçalanmış üstünde yanık izi olan tişörtleri, tam anlamıyla ölmemiş insanların iniltilerini ve bağırışlarını duyuyordu.

 Bir cesedi ayağıyla hafifçe itti. Adamın elleri silahına öyle bir kenetlenmişti ki, ölüyken bile savaşıyordu. Gökyüzünde ki uçakların sesleri artık, kulağını rahatsız etmeyen bir hal almıştı. Bir insan yaptığı uçağın altına neden bomba yüklerdi? Etrafına baktı. Kendini iyi veya kötü hissetmek olarak tanımlayamıyordu. Artık hislerin tanımlanamadığı bir dönemdeydi. His yoktu. Düşünmek yoktu. Sadece eylem vardı. İnsanın tanrılaştığı bir andı; tamamiyle eylem halinde olması. Yürüdü. Uzunca bir süre yürüdü. Birazcık rahatamak istedi. Arazide bir kaya parçası gördü. Arkasına geçti. Usulca sırtını dayadı. Ayaklarını uzattı. Silahını kendisine yakın bir yere yatırdı. Derin bir nefes aldı. Hafifçe fermuarını açtı. Arkasından da düğmesini ve elini attı. Kendisini okşarken tam ereksiyon bile olamadan boşaldı. O sırada aklından onlarca kadın geçti. Şimdi biraz daha rahatlamış hissetmişti. Fermuarını kapadı. Ayağa kalktı ve şarjörünü kontrol etti. Pekte hali kalmamıştı.

 Olduğu yerde bakınırken bir inilti geldi kulağına. Kafasını çevirdi ve nereden geldiğini anlamaya çalıştı. Adam tam kelimeleri kuramıyor, sadece inliyordu.Sese doğru yaklaştı ve bir adamı eğilerek omzundan tuttu.Onu tek hamlede yüzüstü çevirdi. İnliyen adamı bulmuştu. Suratına baktı. Silahı göğsüne dayadı ve kafasını yana çevirdi. Tek el ateş etti. Artık inilti gelmiyordu. Çünkü o kötüydü ya da kötü olmak istiyordu. Yine de insanlar arkasından ne kadar düşünceli bir insan acı çekmesin diye öldürdü dediler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder